8 Kasım 2016 Salı

Bir damla su



Ne köprünün altından geçen su aynı su

Ne de köprünün üstünden geçenler aynı 

İnsan; yaradılışı itibariyle bir damla su

Bilse keşke, yalvaracak bir yudum su


Su akar, 

Irmak olur, insan çıkar yokuş...

Zaman dar, 

Sonsuzluk ülkesinden bu son iniş, çıkarken yokuş!...


14 Eylül 2016 Çarşamba

Anlam!..



Anlayamadığım şudur ki;

Yaşadıkça  mı

Anlıyorum gerçekleri

Yoksa

Gerçek mi

Olan yaşadıklarım?

Seher vakti, envai çeşit kuşların cıvıltısında sabah namazının akabinde bir muhabbettir!

İnsanı, yaşamın gerçeklerinin verdiği elem hamurun kıvam bulması için yoğrulduğu gibi yoğurmakta ve çileli yolun sonuna hazırlamaktadır.
Dünya hayatından daha tatlı bir hayatın tadına bakmadığımızdanmıdır ne buradaki yalancı bir sevgiliye tutkulu bir aşk ile tutuşup yaban ve yavan bir tadı hoyratça yaşamaktayız.

Yaşanan bu haller, merhaledir nihâyetinde!

Elemler lezzete mâtûf olabileceği gibi
Lezzetlerde elemlere hâmiledir!

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Zamanın Çarkları


Zamanın çarkları;

Zaman,

sonsuzluğun akan  Çeşmesi

Varmı?

Delice Akanı durdurmanın çaresi

Zaman bent,

Ân bende olmuş ol peymânesi!

Ummanı

oluşturan katre Olmuş perdesi...

~BY~

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Düşüncenin Boyutu


Düşüncenin boyutu:

Düşüncenin boyutu ne mekan, ne de zamanla sınırlandırılamaz , 
hâtta maddi bir olgu bile değildir ki;

Düşünen insanın var olduğunu düşünülürsede, 
düşünemeyenlerin varlığı yadsınamayacak boyutlarda varlık gösteriyor olması baştaki kuramı yok hükmüne düşürebilir mi?...

Düşüncenin maddi bir olgu olmadığı bir ortamda, düşünmenin de fayda etmeyeceği öngörülürse safiyane olarak önyargı mı ağır bâsâr!...

Bâsâr; görmek fiilinden daha deruni olarak vukufiyeti söz konusudur.

Düşünmek en başta akıl nimetinin bütün duyuların ve bilginin adeta immikten süzülüp gelen hulasasıyla meydana gelmektedir ki bu aynı zamanda bir dua ve dahi şükürdür yaradana!...

O halde düşünmeyenlerin mekanda yaşam sürdürmesi; onların varlık gösterse dahi hükmünün olmadığı cihetiyle düşünenin ve düşüncenin  varlıkla içiçe kutsal bağı ve soyutlanamaz karakteri meydana gelir!...

Kimsenin kimsesizliği, 
kimliksizlerle kimse olması beklenmesinin doğal olmadığı gibi hiçbir kimseninde yaftalaması hoş olmasa gerek kendi mucibinde haddini bilip mündemiç olduğu toplumda aşırılık göstermesi özünün şahsiyetsizliğine dellâldır!...

Varlık her iki canipte zıtlıkların birbirine muhtaçlığı ile kaimdir!...

Her hâlûkârda ahengi meydana getiren ihtiyaçların nispetince tekâmülü ve mikyâsınca zuhurudur.

By C@pt

2 Ağustos 2016 Salı

Umman


Damlayı oluşturan zerre misali deryada,
Çölde kum, kalbde kim,  timsali fezada!
Feryat figan ol cüretinle yaksan çerağ,
Vicdanlar hürriyetinden olanca azade!...

1 Ağustos 2016 Pazartesi

San'al Gerçek'leş-me



Sanal Gerçek'leş-me
Doğal afetlerden daha elim olanı yapay afetlerdir.

İnsan'ın yeryüzünde kurduğu düzen ve bu sanalın gerçekle örtüşmediği bir olgu...

Ol'mak artık san'al bir olguyla algılan-maya
başlandığı ha bu yy. da neyin sanal neyin gerçek olduğu anlaşılamayacak zira yakındır...;

Sanırım ekilen tohumların, topraktan başını çıkartmış yeni bir filiz gibi görünsede meyve vermeye başlanmış gerçekte!

Varmı cesaretin yüz'leş-meye
Ol'ur delil tohum gerçek'leş-meye
Ekin ekipte, arpa biçer san'al gerçeklik
Gerçek şu ki ne arpa var, ne de ekinlik

3 Haziran 2016 Cuma

Yürek





Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim 
Minicik gövdeme yüklü Kaf dağı 
Bir zerreciğim ki arşa gebeyim 
Dev sancılarımın budur kaynağı

Bir fikir ki  sıcak yarada kezzap 
Bir fikir ki beyin zarında sülük 
Selam selam sana haşmetli azap 
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük

~Necip Fazıl Kısakürek~

5 Mayıs 2016 Perşembe

Gün batımında dalgaların serinliği


Dalgaların hışırtısıyla günbatımını seyir eylerken kimbilir hangi menzilde yeni güne ;

Yeni umutlarla, yeni bir döngüde eski durumdan kurtulma umutlarıyla karşılayanlar vardır!...

Karanlıkların ümitvar yüreklerde olamayacağı gibi yerkürede hiçbir veçhile sürekli karanlıkta olmayıp;
Gün batımıyla  ay doğar değilmi?

Düşünsenize;
bugün güneşi son defa gördüğünüzü ve yarın doğmayacak olduğunu...

Gün doğsada yarın,
sizin gönlünüze düşen karanlıktan dolayı hiçbir zaman gerçekten doğmayacaktır!...

Oysa güzel yüreklerde göremesede dünya gözüyle güneşin doğuşunu;

Hiss-i kalble'l vuku bulur, onun ısıtmasıyla🤕😊

14 Nisan 2016 Perşembe

Suyun Aşk'ı


Yunus'un aşk dediği demde
Adem meşk anlasa kime ne
Alem nuş eylerken su diye
Yunus suyun içinde  kan kusar 

Aşk , ah aşk vah aşk diye diye!...

~~~~~~❤️💙❤️💙~~~~~~
Sanma âleme herkes insan gelür insan gider
Câhil u nâdân olan hayvân gelür hayvân gider

Lâedrî

Âdeme âdem gerektir âdem etsin âdemi
Âdem âdem olmayınca âdem netsin âdemi

Ziyâ Paşa

Cihânda âdem olan bî-gam olmaz,
Anun'çün bî-gam olan âdem olmaz.

Necâtî 

bî-gam: gamsız, dertsiz

10 Nisan 2016 Pazar

Hayatı aşkla yaşamak!...


Hayata

Aşkla tutunan kuşlar var....

Aşkı 

Vurdumduymaz kılan insanlar var....

Hayatı aşkla yaşamak!...

Emanete hıyanet, nankör insanlara kaldı!...

4 Nisan 2016 Pazartesi

Düş'ün


Düşünün bir kere bu fotoğraflar sayesinde bu güzel manzaranın varlığından haberdar oluyoruz!

Bunları bize ulaştırana teşekkür ettiğimiz gibi bu güzelliklerin yaratıcısına ve bunları sadece bir misal olarak gördüşmüş olmasına....

Tıpkı bu fotoğrafa bakınca içinde hayata dair kısmi bir duyu/ duygu yaşasakta;

mekanlarda maddi boyutta el sürememiş olmak, birazda ızdırap dokundursa gerek!

Bu mekanlar dünya gezegeninin ücra köşelerinde saklı cennet timsalleri ve sadece yalancı bir zaman diliminde yer almaktadır.

Gönlümüze hoş gelen mekanlara gerçek boyutta ulaşmak ve sonsuz boyutta yaşayanlardan olabilmek duasıyla!....

1 Nisan 2016 Cuma

Bindiği dalı kesmek

Eğri ağacın doğru dalı olurmu?

Olur elbet!....

Ama 

Bunlar ne  var ki 

Eğriyi doğrudan, nede doğruyu eğriden ayıracak bir kabiliyet geliştirememişler!...

Doğruluk ağacının, eğreti dalında iğreti bir durum var...

Bunlar için bindiği dalı kesmesi gayet isabetli olur, doğruluk ağacında bir iğreti durum kaybolur!...

Kesen kendine keser
Ne ederse hulle biçer
Ha bu dünyada giyer
Ha öbür alemde çıkar


28 Mart 2016 Pazartesi

Fırtınalı Deniz



Fırtınalı denizde!...

İnsan bir bebeğin beşikte sallanarak uykuya hazırlandığı misal;

Dünyanın fırtınasıda bizi ölüme hazırlar!...

Uyku ölümün yarısı
Gitti ömrümün yarısı
Ne ölenlerin geldi yarısı
Ne de olanların kaldı yarısı....

24 Mart 2016 Perşembe

Ben BiLmEm!...

İnsanlığın yegane bilgisi ; BİLMEDİĞİNİ itiraf ve tasdik etmektir.
Unique knowledge of humanity; approval and admision that IGNORANCE!....


Hürriyet

Kalplerin taş kesildiği bu meyanda, 

Taşların üzerine çizilen kalpler mezatta;

Tezatmıdır 

yoksa 

tezahürmü…?

Hürriyetini 

kaybetmiş vicdanlar 

her anlamda ve yerde!.…

9 Mart 2016 Çarşamba

Eğri oturup doğru konuşalım demi!…

Eğri oturup doğru konuşalım demi!…

Zamane fertler ZaN ve Zam ile iştigal olan beyinlerin; kalblerinin işgal edilmedik yeri kalmadığının farkında olupta hala miskinlikle ahiret yurdunda rahat edeceğini sanan bedbahtları boşver gitsin…

Ben 

Asil ve körpe dimağların iğdiş edilmesine yanarım!

Heyhat.…

26 Şubat 2016 Cuma

Levent

Vurma akan suya bi kement
Durma yürü mekan nâmı kent
Söyleme kem dil bi kemik et
Seyirde sanada yer var levent 


16 Şubat 2016 Salı

Yaşlanırken insan

Yaşlanırken insan

Her gelen gelişir büyür
Ahlâkla erbâb-ı esrâr eşâr

Her zamanı gelen gider
Ya eşrâf olur, yada eşnê eşrâr

Hep ölmek için olur bunlar,
Efdal olan efâl-i efkâr ender!

Olmak, ölmektir…
Maharet ölmeden olmaktır!…

BY C@pt

Kullanımı az olan kelimelerin anlamları:

Ahlâk: insanın halleri (iyi*kötü), ilgili ilim
Erbâb: sahipler, becerikliler, terbiyeciler
Esrâr : sırlar, gizli manalar
Eşâr  : şiirler
Eşrâf : şerefliler, ileri gelenler
Eşnê : en kötü
Eşrâr : şerliler, kötüler
Efdal : daha üstün
Efâl   : fiiler, işler
Efkâr : fikirler
Ender : içinde / / pek az bulunan
Maharet : ustalık, beceri

Fotoğraf: Mehmet Kıratlı

28 Ocak 2016 Perşembe

Denizci



Denizci

Herşeyin yabancısı 
Bazende yalancısı
Nere varsa hancısı 
Yüreğinde sancısı

Yabancı desen değil…
Yalancı desen değil!.…





22 Ocak 2016 Cuma

Söz'ün Özü



İnsan süsü yüz, 
yüzün süsü göz,
Aklın süsü dil, 
dilin süsü sözdür.

Y. Has Hâcib 



İnsan 

hayvandan,

 konuşmakla üstündür. 


Ama 

doğru konuşmazsan 

hayvanlar 

senden 

üstün  olurlar...

Sadi Şirazi