29 Ağustos 2016 Pazartesi

Zamanın Çarkları


Zamanın çarkları;

Zaman,

sonsuzluğun akan  Çeşmesi

Varmı?

Delice Akanı durdurmanın çaresi

Zaman bent,

Ân bende olmuş ol peymânesi!

Ummanı

oluşturan katre Olmuş perdesi...

~BY~

13 Ağustos 2016 Cumartesi

Düşüncenin Boyutu


Düşüncenin boyutu:

Düşüncenin boyutu ne mekan, ne de zamanla sınırlandırılamaz , 
hâtta maddi bir olgu bile değildir ki;

Düşünen insanın var olduğunu düşünülürsede, 
düşünemeyenlerin varlığı yadsınamayacak boyutlarda varlık gösteriyor olması baştaki kuramı yok hükmüne düşürebilir mi?...

Düşüncenin maddi bir olgu olmadığı bir ortamda, düşünmenin de fayda etmeyeceği öngörülürse safiyane olarak önyargı mı ağır bâsâr!...

Bâsâr; görmek fiilinden daha deruni olarak vukufiyeti söz konusudur.

Düşünmek en başta akıl nimetinin bütün duyuların ve bilginin adeta immikten süzülüp gelen hulasasıyla meydana gelmektedir ki bu aynı zamanda bir dua ve dahi şükürdür yaradana!...

O halde düşünmeyenlerin mekanda yaşam sürdürmesi; onların varlık gösterse dahi hükmünün olmadığı cihetiyle düşünenin ve düşüncenin  varlıkla içiçe kutsal bağı ve soyutlanamaz karakteri meydana gelir!...

Kimsenin kimsesizliği, 
kimliksizlerle kimse olması beklenmesinin doğal olmadığı gibi hiçbir kimseninde yaftalaması hoş olmasa gerek kendi mucibinde haddini bilip mündemiç olduğu toplumda aşırılık göstermesi özünün şahsiyetsizliğine dellâldır!...

Varlık her iki canipte zıtlıkların birbirine muhtaçlığı ile kaimdir!...

Her hâlûkârda ahengi meydana getiren ihtiyaçların nispetince tekâmülü ve mikyâsınca zuhurudur.

By C@pt

2 Ağustos 2016 Salı

Umman


Damlayı oluşturan zerre misali deryada,
Çölde kum, kalbde kim,  timsali fezada!
Feryat figan ol cüretinle yaksan çerağ,
Vicdanlar hürriyetinden olanca azade!...

1 Ağustos 2016 Pazartesi

San'al Gerçek'leş-me



Sanal Gerçek'leş-me
Doğal afetlerden daha elim olanı yapay afetlerdir.

İnsan'ın yeryüzünde kurduğu düzen ve bu sanalın gerçekle örtüşmediği bir olgu...

Ol'mak artık san'al bir olguyla algılan-maya
başlandığı ha bu yy. da neyin sanal neyin gerçek olduğu anlaşılamayacak zira yakındır...;

Sanırım ekilen tohumların, topraktan başını çıkartmış yeni bir filiz gibi görünsede meyve vermeye başlanmış gerçekte!

Varmı cesaretin yüz'leş-meye
Ol'ur delil tohum gerçek'leş-meye
Ekin ekipte, arpa biçer san'al gerçeklik
Gerçek şu ki ne arpa var, ne de ekinlik